kara, her şey kara
büyüleriyle bakışların
sen, kendini beğenmiş nefes
bir bunalımın rüyası bulut
sen...
ne büyücülüğün kanatlandırır seni
ne de saf, insani varoluşun
uçmak istiyorum bakışların olmadan
dokunuşundan uzak bir ırmaktan
su içmek istiyorum kirlenmemiş
dokunma eşyalara
tabiatları kan ağlıyor seninle
sesindeki melodi ölüm saçıyor
kabuğundan yeni doğmuş yılanlara
kağıt parçası yalnızlıklarını özle
kendini anlayamadığın loş uykuları
bir daha bir daha bir daha ağla
tuz tadı vurunca dudaklarına
pencereden güneşi izle, kara
ay doğsada pencerene her gece
sen bir ölüm ışığısın çaresizce...
07 kasım 2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder