kara, her şey kara
büyüleriyle bakışların
sen, kendini beğenmiş nefes
bir bunalımın rüyası bulut
sen...
ne büyücülüğün kanatlandırır seni
ne de saf, insani varoluşun
uçmak istiyorum bakışların olmadan
dokunuşundan uzak bir ırmaktan
su içmek istiyorum kirlenmemiş
dokunma eşyalara
tabiatları kan ağlıyor seninle
sesindeki melodi ölüm saçıyor
kabuğundan yeni doğmuş yılanlara
kağıt parçası yalnızlıklarını özle
kendini anlayamadığın loş uykuları
bir daha bir daha bir daha ağla
tuz tadı vurunca dudaklarına
pencereden güneşi izle, kara
ay doğsada pencerene her gece
sen bir ölüm ışığısın çaresizce...
07 kasım 2007
5 Nisan 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
renk
bir renk düşün içinde olmadığın sokaklarında yürümediğin söyle bana, bulabilir misin? aldığın nefesin sebebi olur mu? gözündeki bakışta...
-
m'e ithafen, geceye uzanmış bakınıyor gözlerim beraber yaşanmışlığıyla geçmişin kokusu, sana dair oysa kırlarda hep çiçek kokusu olur öz...
-
Kaç yıl oldu düşünmeyeli? Zaman geçer mi düşünmeden? DÜşmeden yada? Defter sayfası, aç kollarını ben geldim! Bir caz ve cazgır içinde, key...
-
gözlerini aç ulema! sana bahşedilmiş bu hayat gerçektir... dağların doruklarında yalnız başına ve her nasılsa kendini inkar edercesine ama e...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder